Kamuoyuna duyulur;

Son günlerde Doğu Türkistanlıların Çin’e iade edildiklerine dair sosyal medya üzerinden doğruluğu olmayan tezviratlar yapıldığı görülmektedir. Hatta dış basında ağır ifadelerle “aşı karşılığı” Türkiye’nin Uygurları “sattığına” dair haberlerin dolaşıma sokulduğu tarafımızdan hayretle takip edilmektedir. Bununla birlikte son bir hafta içerisinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından toplanan Uygurlarla alakalı Çin’e iade edilmek üzere alındıklarına dair gerçeği yansıtmayan paylaşımları da üzüntü ile takip etmekteyiz.

Öncelikle ifade etmek isteriz ki; teşkilatlarımız, Emniyet tarafından yapılan rutin uygulamalar neticesinde gözaltına alınan kardeşlerimizle ilgili süreci yakinen takip etmektedir. Bu bağlamda 2018 yılında Tacikistan vatandaşı olduğu gerekçesi ile adı geçen ülkeye iadesi gerçekleştirilen Ziynetgül Dursun olayının da bizleri derinden üzdüğünü, münferit de olsa bu türden olayların tekerrür etmemesi adına daha dikkatli hareket edilmesi gerektiğine dair kanaatimizi sizlerle paylaşmak isteriz.

Bizler hiçbir Doğu Türkistanlının hayat garantileri olmayan Çin’e direkt veya 3. ülkeler üzerinden iade edilmeleri taraftarı olmadığımızı ifade etmek isteriz. Bununla birlikte her Doğu Türkistanlı’nın ülkenin cari kanunlarına uymalarını, uymayanları da uyarmalarını arzu etmekteyiz. İllegal yapıların ağına düşmemek için azami dikkat sarf etmelerini, rahatsız edilmeleri durumunda emniyet birimlerini haberdar etmelerini bütün kardeşlerimizden hususiyetle rica ediyoruz.

Hal böyleyken Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapmadığı ve inanıyoruz ki yapmayı aklına dahi getirmeyeceği hususlar üzerinden itibarına yönelik tezviratların kaynaklarını da yakinen takip etmekteyiz. Derdinin Doğu Türkistanlıların iyiliğinden ziyade Türkiye yanlış yapsa üzerine kurulu bu hayal satıcılarının bilmesini isteriz ki, Türkiye düşmanlığınız sadece kardeşlerimizi tedirgin etmemekte, Çin’in de ekmeğine yağ sürmektedir.

Belçika meclisinde kabul edilen “suçluların iadesi anlaşması”na veya Almanya’nın bir Uygur’u Çin’e “iadesi”ne sesini çıkarmayanların, mal bulmuş mağribi gibi olmayan iade işlemlerine dair illegal faaliyetler içerisinde veya iltisaklı olduğu değerlendirilenlere dair Emniyet birimlerin rutin gözaltılar üzerinden yapılan seviyesiz paylaşımlar bizleri olduğu kadar inanıyoruz ki devletimizin tüm birimlerini üzmektedir.

Tekraren ifade etmek isteriz ki, ülkemizdeki Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz müsterih olsunlar, onların hayat garantileri Türk Devlet aklına emanettir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti diline, dinine veya etnisitesine bakmadan geçmişte olduğu gibi gelecekte de mazlum ve mağdur milletlerin yanında olmaya devam edecektir.

Bu vesile ile tüm Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi sükûnete, Devletimize güvenmeye, cari kanunlara azami derecede uymaya, sıkıntılı bir süreçle karşılaşmaları durumunda Devletimizin ilgili birimleriyle irtibata geçmeye davet ediyoruz, oynanan oyunu kardeşlerimiz ve devletimizin ilgili birimleriyle birlikte bozacağımıza olan inancımızı kamuoyu ile paylaşmak isteriz.

Saygılarımızla…