“Vatan için, vatanından ayrılan bayrak şahsiyet”: Vefatının 56. senesinde Mehmet Emin Buğra

Doğu Türkistan davası denildiğinde ilk akla gelen ve “üç efendiler” olarak da bilinen Dr. Mesut Sabri Baykozi, Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin üç mümtaz şahsiyettir.
14 Haziran 1965 tarihinde aramızdan ayrılan Doğu Türkistan davasının önde gelen şahsiyetlerinden Mehmet Emin Buğra’nın vefatının 56. sene-i devriyesidir.
1901 yılında Doğu Türkistan’ın Hoten vilayetinde dünyaya gelen Mehmet Emin Buğra; mücahit, muallim, şair, edebiyatçı, tarihçi ve iyi bir siyasetçiydi. Merhum Mehmet Emin Buğra, bölgenin önde gelen âlimlerinden biri olan babası Feriddin Hacı’nın ölümünden sonra dayısı Mehmet Niyaz Hacı’nın himayesinde eğitimini sürdürdü. İslami ilimler üzerine “Oybağ Medresesi’nde” eğitim gören Mehmet Emin Buğra, Arapça ve Farsça dil eğitimi de almıştır. Eğitiminden sonra aynı medresede ders vermeye başlamıştır. İlmi ve hitap yeteneğinden dolayı kısa süre içinde Hoten vilayetinde adı duyulmuş ve saygın kişiler arasında ismi zikredilmeye başlanmıştır. Mehmet Emin Buğra, Doğu Türkistan’da 1931 yılında çıktığı seyahatinde birçok görüşmeler gerçekleştirmiştir. Hoten vilayetine döndükten sonra Çin istilasına karşı silahlı millî mücadeleye girişmiş ve Hoten vilayeti başkomutanı olmuştur. Mücadele sonucu 12 Kasım 1933 tarihinde kurulan Kaşgar merkezli “Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti”ne destek olmuştur. Yeni kurulan Cumhuriyet’in kısa bir zamanda Rus ve Çin eliyle yıkılması üzerine milli kuvvetler silahlı mücadelelerini dağ ve kırsal kesimde devam ettirmiş, Mehmet Emin Buğra da bu mücadelelere aktif olarak iştirak etmiştir. Temmuz 1934’da önce Hindistan’a akabinde de İngilizlerin zorlamasıyla Afganistan/Kabil’e hicret etmek zorunda kalmıştır.
1939 yılında resmi bir görev icabı İslam dünyasına yaptığı seyahatinin dönüşünde Afganistan’a uğrayan merhum liderimiz İsa Yusuf Alptekin Kabil’de bir süre kalmıştır. Dönemin Türkiye Cumhuriyeti Afganistan Kabil büyükelçisi Memduh Şevki Esendal, Doğu Türkistan’ın efsanevi liderlerini birbiriyle tanıştırmış ve birlikte Çin’de davalarını sürdürmelerini tavsiye etmiştir. Bu tanışmayla beraber ömrünün sonuna kadar yol ve kader birliği yapacak ikili için ilk adım atılmıştır.


Mehmet Emin Buğra, 1942 yılında Afganistan’dan Hindistan’a geçer ama İngilizler tarafından alıkonularak altı ay boyunca hapiste kalır. Ocak 1943’te sadece Çin’e gitme şartı ile serbest bırakılır. Mehmet Emin Buğra, 2. Dünya savaşında Çin’in başkenti olan Çongçing’e gelir. Burada bu tarihten itibaren “üç efendiler” olarak anılacak ve Doğu Türkistan davasını birlikte yürütecek olan Dr. Mesut Sabri Baykozi ve İsa Yusuf Alptekin ile bir araya gelir. Bu üç mümtaz şahsiyet hiç zaman kaybetmeden dönemin siyasi iktidarı olan Çin Milliyetçi Partisi (Guomindang ) nezdinde Doğu Türkistan meselesini gündemde tutmak ve Doğu Türkistan’ın siyasi geleceğine yön vermek amacıyla “Yurttaşlar Cemiyeti” adında bir teşkilat kurarlar. Bu teşkilatla beraber Doğu Türkistan’ın siyasi geleceği, kimlik tescili, kültürel yapısının korunması gibi çözüm önerilerini ihtiva eden rapor hazırlarlar. Özellikle dönemin en önemli gazetesinde yayınlanan “ Xinjiang değil Doğu Türkistan” ve “Doğu Türkistanlılar Türk’tür” isimli makalesi Çin’de büyük ses getirir.
1944 yılında Doğu Türkistan’ın kuzey illerde başlayan Millî Mücadele hareketinin neticesi olarak “Gulca” merkezli son bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti kurulur. Bunun üzerine “üç efendiler” Urumçi’ye dönerler. 1946 yılında farklı siyasi grupları içeren karma bir hükümet kurulur. Mehmet Emin Buğra bu hükümette Tamirat Bakanı olarak görevler üstlenir. Aynı zamanda İsa Yusuf Alptekin ile birlikte “Bilim Cemiyeti” kurarak bilimsel çalışmalarda bulunur. Aylık “Altay” dergisini ve günlük “Erk” gazetesini çıkarırlar.
Ekim 1949’da Doğu Türkistan’ın Komünist Çin partisi tarafından işgal edilmesinin hemen öncesinde yapılan istişareler sonucu “vatan için vatandan ayrılma” kararı alınır. Mehmet Emin Buğra böylece ücüncü kez Hindistan’a hicret eder.
İsa Yusuf Alptekin ile birlikte birçok ülke siyasileri ile görüşürler. Başta Suudi Arabistan ve Mısır’dan alınan olumsuz cevaplar ve Hindistan hükümetinin bir an önce ülkeyi terk etmelerini istemesi sonucunda Türkiye’ye hicret edilmesi kararlaştırılır ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 13 Mart 1952 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Pakistan ve Hindistan’da bekleyen 1850 Doğu Türkistanlının Türkiye’ye iskanlı göçmen olarak getirilmesi kararlaştırılır.
Dr. Mesut Sabri Baykozi’nin yaşının ilerlemiş olması dolayısıyla kaldığı Doğu Türkistan’da komünistler tarafından şehit edilmiş, hicret sonrası Türkiye’ye yerleşen İsa Yusuf Alptekin mücadele hayatını İstanbul’da devam ettirirken, Mehmet Emin Buğra mücadelesine başkentten yürütme kararı ile Ankara’ya yerleşmiştir.
Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin ile birlikte Doğu Türkistan davasını ülke içinde ve dışında birçok platformlara taşır, uluslararası birçok konferanslara katılırlar.
Mehmet Emin Buğra, Türkiye’ye geldikten sonra birçok sivil toplum kuruluşları ile Türkistan coğrafyasının bağımsızlığı mücadelesinde birçok ilmi çalışmalarda bulunmuş ve 1940 yılında Afganistan’da tamamlandığı “Şarki Türkistan Tarihi” adlı eserini gözden geçirmenin yanında birçok eser bırakmıştır.
Mehmet Emin Buğra ömrünün sonuna kadar Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele etmiştir. Zorlu ve çetin bu kutlu yolda, yokluk ve imkânsızlıklara rağmen yılmadan mücadelesini sürdürmüş ve her Doğu Türkistan ve Turan sevdalısı gelecek nesillerin örnek aldığı mümtaz bir şahsiyet haline gelmiştir. Ne yazık ki 14 Haziran 1965 tarihinde erken diyebileceğimiz bir dönemde aramızdan ayrılmıştır.
Her Doğu Türkistanlı, Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin ve dava arkadaşlarının açtığı mücadele yolunda, onlara layık olmaya çalışmaktadır.
Mekânları cennet, ruhları şad olsun!

Dr. Muhittin CANUYGUR

Doğu Türkistan Vakfı Başkanı